*Sulh Ceza Hakimlikleri’nde konu ile ilgili bir karmaşa yaşanmasının ardından, Yargıtay 7. Ceza Dairesi 19/4/2012 tarihli kararında, ” …tutanağın PTT’ye teslim edildiği, tutanağın düzenlenmesi ile tebligata başlanması arasında sadece 7 iş günü süre olduğu, düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanağının mevzuata uygun olarak tebligata çıkarıldığı gibi, haklı sebeplerin varlığı halinde, idarece 7 iş günü içerisinde tebligata başlanılmamasının tek başına trafik ceza tutanağının iptali için geçerli sebep olamayacağı” şeklinde karar vermiştir. Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 29/4/2013 tarihli bir başka kararında ise, “Trafik Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanacak Esas ve Usuller ile Kullanılacak Belgeler Hakkında Yönetmeliğin 10/a-b maddesi gereğince tebligat işlemlerine 7 iş günü içerisinde başlanmadığından bahisle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, belirtilen hükmün idari işlemlerin sürüncemede kalmasını önlemek amacıyla idareye yönelik getirilmiş bir düzenleme olduğu, süresinde tebligat işlemlerine başlanmamış olmasının idarî karar tutanağını geçersiz kılmayacağı…” yönünde karar vermiştir.
*04.04.2014 tarihinde, Karayolları Trafik Kanunu Hükümleri Gereğince Uygulanan İdari Para Cezalarının Tahsilinde ve Takibinde Uygulanacak Usul ve Esaslar ile Kullanılacak Alındılar, Tutanaklar ve Defterler Hakkında Yönetmelik’te değişiklik yapılmış ve 28962 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre, yönetmeliğin 10. maddesinde değişiklik yapılarak, “tebligat işlemlerine on iş günü içerisinde başlanacağı” hükmü kaldırılmış, Trafik idari para cezası karar tutanaklarının tebliğinin, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 20. maddesinde yer alan soruşturma zamanaşımı süreleri içerisinde yapılacağı eklenmiştir.
*Anayasa Mahkemesi 2013/8508 sayılı kararında, “…Başvurucu, yukarıda zikredilen Yönetmelik’in 10. maddesinin değişiklik öncesi haline göre tescil plakasına göre (gıyapta) düzenlenen trafik idari para cezası karar tutanağının bir örneğinin ihlalin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde tebliğ edilmesi gerektiğini, hakkındaki idari para cezasının ise sonradan tebliğ edildiğini belirterek, Anayasa’nın 35. ve 36. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu” belirtmiş, akabinde “Yönetmelik’in idari para cezası karar tutanağının tebliğine ilişkin mülga hükmünün, idarî işlemlerin sürüncemede kalmasını önlemek amacıyla idareye yönelik getirilmiş bir düzenleme olduğu ve süresinde tebligat işlemlerine başlanmamış olmasının idarî karar tutanağını geçersiz kılmayacağının içtihatlarda belirlenmiş olması karşısında, mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açıkça keyfilik oluşturan herhangi bir durum da tespit edilmemiştir.” demektedir. *Başvurucu tarafından ileri sürülen ve kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu kabul edilen iddiaların açıklanan nedenlerle, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.” şeklinde karar vermiştir.
KAZAMAĞDURDER